İstanbul sokaklarında kadınların otomobil kullanmaya başlaması, yaklaşık olarak 100 yıl öncesine dayanıyor…
“Şeytan işi, hem de nasıl! Atsız öküzsüz arabayı bir de kadın idare ediyor…”
Bu cümle, herkesin hayretle izlediği, birçoklarının kınadığı “o kadın” Samiye Cahid Morkaya için şöyle söyleniyordu. Ama o kimseye aldırış etmeden araba sevdasını, yaşamının son gününe kadar sürdürdü. İşte ülkemizdeki ilk ehliyet sahibi ve ilk otomobil yarışçısı kadın Samiye Hanım’ın ilham veren hikayesi… Onun hikayesini duyunca, siz de onunla bir kez daha gurur duyacaksınız!
1883… İlk Otomobil
İstanbul sokaklarının otomobille ilk karşılaşması 1883 yılında oldu. İlk otomobili kullanan kişi ise Züheyrzade Ahmed Paşa’ydı. Osmanlı İmparatorluğunda, padişahlar her türlü teknolojik yeniliğe önce tereddütle yaklaşıyor; ancak birileri deneyip memnun kaldıktan sonra saraylarına alıyorlardı. İlk otomobilin İstanbul’da görülmesinin ardından da, kısa zamanda tüm zengin ailelerin bir otomobili olmaya başladı.
Otomobile uygun olmayan İstanbul sokakları…
O dönemde dolma lastikli ve atlı arabalar kullanıldığı için İstanbul sokakları ve yolları, bu modern vasıta için uygun değildi. Ancak insanların ilk otomobille tanışmasının ardından, otomobil sayısı hızla artınca, yollar yenilenmeye ve bu araçları kullanabilmek için alınması gereken şoför şehadetnamelerini veren kurumlar açılmaya başladı.
Şoför şehadetnamesi alan ilk kadın: Samiye Cahid Hanım
Osmanlı topraklarında ilk şoför şehadetnamesi; yani bugünün ehliyeti, Samiye Cahid Hanım’ın oldu. Samiye Cahid Hanım, belgesini alır almaz kocası Burhan Cahid Bey’in otomobili ile İstanbul sokaklarına çıktı. Burhan Cahid Bey, dönemin en ünlü gazetecilerinden biriydi.
Samiye Cahid Hanım kimdir?
Samiye Cahid Hanım’ın, son derece dindar bile ailesi vardı. Babası Yedi Emirler Dergâhının son şeyhi Seyyid İbrahim Şuaeddin Efendi’ydi. Ancak ailesi, onu son derece modern bir şekilde yetiştirmişti. O da bu sayede Yedikule Alman Mektebi’ni bitirmiş, Tanburi Cemil Bey’den kemençe öğrenmiş, dönemin konservatuvarı denebilecek kurumunda öğretmenlik yapmış; ve her zaman kendisini geliştirebilmişti.
Dinmeyen bir araba sevdası ve peşinden gelen yarış tutkusu…
Samiye Cahid Hanım, iki senede bir otomobilini yeniliyor, dönemin en pahalı arabalarını kullanıyordu. Kendisi gerçek bir hız tutkunuydu. Bu tutkusu, 1922’den itibaren, üyesi olduğu Turing Klüp’ün düzenlediğini otomobil yarışlarına katılmaya başlamasına sebep oldu.
1932… İstinye Köprüsü ile Zincirlikuyu arasındaki parkurda elde edilen ilk birincilik!
Samiye Hanım, yarışlara katıldığı ilk iki sene sadece dereceye girebildi ancak 1931 yılında katıldığı yarışta, 9.5 km’lik parkuru tamamlayarak birinciliği elde etmeyi başardı. Onun bu zaferi, dönem gazetelerinin ilk sayfasında yer aldı.
Birinciliğe gelen itiraz gerekçesi: “Yarışmacının kadın olması”
Aynı yarışta ikinci olan Vehbi Bey, sonuca birinci ilan edilen yarışmacının kadın olmasını gerekçe göstererek itiraz etti. Hatta bu itirazını mahkemeye kadar taşadı. Ancak Sultanahmet Sulh Hukuk Mahkemesi, onun bu isteğini ciddiye almayarak “Bir kadın da otomobil yarışlarına katılabilir ve birinci gelebilir” kararını verdi.
Ve birincilik parkurunda Samiye Cahid Hanım’ın hayatını değiştiren kaza…
Samiye Cahid Hanım, ilk birinciliğinin ardından, sonraki sene de birinci olmayı başardı. Ancak yıl 1934 olduğunda; aynı parkurda büyük bir kaza yaptı ve bu kazadan ağır yaralı olarak kurtarıldı.
Samiye Cahid Hanım’ın sol kolu parçalanmıştı ve ameliyattan sonra da sol elini bir daha kullanamayacağı anlaşıldı. Bu sebeple kendisi severek çaldığı kemençesine veda etmek zorunda kaldı. Ancak araba sevdasından, ölene kadar vazgeçmedi.
Türk kadınını en güzel haliyle temsil eden ve hayatıyla tüm kadınlara ilham olan Samiye Cahid Hanım, 4 Haziran 1972’de Amerikan Hastanesi’nde hayata gözlerini yumdu…
Kendisini saygı ve minnetle anıyoruz…