Poliamoriyi daha önce duydunuz mu bilmiyoruz ancak bilmeyenler için bir kez de biz tanımlayalım:
“Poliamori, bireylerin birden çok sevgiliye sahip olabildikleri, söz konusu ilişkiye dahil olan herkesin bu durumun bilincinde olup bunu onayladığı, monogaminin (tekeşliliğin) ya da monamorinin tersi niteliğinde, insanlar arası ilişki türü.”
“Bu ne saçma şey” diye düşünenler olabilir ancak Amerika’da yapılan araştırmalar, bu ilişki modelinin giderek daha yaygın bir hal aldığını gösteriyor. İşte bunun kanıtı niteliğinde gerçek bir hikaye!
42 yaşındaki Carl ve 46 yaşındaki Kenya’nın 22 yıldır mutlu bir evlilikleri var. Ancak ilişkilerinin yarısından fazlasında ikisi de çok eşliydi ve hatta çoğu zaman evlerini başka partnerleriyle birlikte paylaştılar.
Kuzey Carolina’nın Asheville kentinde yaşayan çift, Tinder gibi çöpçatanlık uygulamalarında kendilerine yeni partnerler arıyor ve bunu çocuklarından da saklamıyor. Çünkü zaten her ikisi de, partnerleriyle dışarıda değil, kendi evlerinde vakit geçiriyor.
Carl ve Kenya, çok eşli olmanın “aşkın geleceğine” öncülük ettiğini düşünüyor. Ayrıca poliamori bir çift olarak yaşamanın da son derece rahat olduğunu söylüyorlar.
12 yıldır eşiyle açık bir ilişki yaşayan Kenya, çok sevdikleri bu yaşam tarzını denemek isteyen kişileri desteklediğini söylüyor.
“Poliamori ilişkilerin giderek daha çok yaygınlaştığını düşünüyorum. Bu konuda yapılan bir araştırma, Amerika’da bunun en hızlı büyüyen ilişki türü olduğunu ortaya koydu. Sanırım, 2050 yılında bu ilişki türü de, tekeşlilik gibi normal bir şey olacak.”
İkilinin böyle bir karar almasının nedeni, evliliklerinin 11. yılında Carl’ın başka bir kadına aşık olduğunu söylemesi.
Karısı Kenya, konuyla ilgili olarak, “Carl başka bir kadına aşık olduğunu söylediğinde çok üzüldüm. Onunla çok eşlilik hakkında konuştuk ama ben kesinlikle kabul etmedim” diyor.
“Eğer bunu yaparsan, ben de aynısını yaparım dedim. Ama üzerine biraz düşününce, eşitlik için anlamlı olabileceğine karar verdim.”
Yani Carl ve Kenya ayrılmak yerine, birden fazla sevgiliye sahip olmaya karar verdiler. Ve o gün bugündür de, bu şekilde hayatlarını sürdürüyorlar.
Kenya, “Başlarda gerçekten çok zordu. Bir sürü tartışma vardı, bir sürü duygu vardı. İlk randevumda kocama ihanet ettiğimi hissettim. Ama bu durum, zamanla kıskançlıklarım ve güvensizliklerimle yüzleşmemi sağladı” diyor.
“Sonra bu durumu çocuklarımıza açıkladık. Söylediğimiz şey, anne ve babalarının daha fazla insanı sevebileceği anlamına geliyordu. Onlar bunu kesinlikle sorun etmediler.”
“Evliliğimizi, poliamoriye açmak, onu daha da güçlendirdi, çünkü bunu yaparak birbirimize karşı dürüst olmuş olduk. Hayatlarımızda ilk kez, her seviyede tamamen şeffaf olabildiğimize inandım.”
Carl ve Kenya, yaşam biçimlerine o kadar inandılar ki, bir de “aşk akademisi” açtılar ve dünyanın dört bir yanından onlara gelen insanlara poliamori ilişki hakkında rehberlik ederek bunu bir geçim kaynağına dönüştürdüler.
JuJuMama isimli akademide, poliamori ilişki koçluğu yapan ikili, işlerini, “Aşk akademisinde yaptığımız şey, insanları, sevginin yeni paradigması olarak adlandırdığımız şey doğrultusunda eğitmek” diyerek açıklıyor…
Peki siz bu konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?