İnsan bu dünyaya çakılıp kaldığında ve hayatın gereksiz renkleri içinde kaybolduğunda; bazen sadece bir kitapla bile kendisini bulabilir. Kitap okumak çoğu zaman bu dünyadan uzaklaşmayı, ruhumuzu nereye istiyorsak oraya götürmemizi sağlar… Ancak bizler, insanı bir yandan geliştirip değiştirirken; bir yandan da tazeleyen bu aktivite için; genelde gerekli zamanı bulamayız.
Oysa insan isterse, her şeye zaman bulabilir. Bilecikli Bedriye Engin’in hikayesi, bunun en somut kanıtı.
Bu tatlı hanımefendinin ismi Bedriye Engin… Ancak herkes onu “köyünden çıkmadan dünyayı okuyan kadın” olarak biliyor…
55 yaşındaki Bedriye Engin, Bilecik-Gölpazarı’nda bulunan Kurşunlu köyünde yaşıyor.
İlkokul mezunu olan Engin, ayda en az 3 kitap okuyor. Bugüne kadar okuduğu kitap sayısı ise 3 bin civarında…
Bedriye Hanım, gerçek bir kitap kurdu anlayacağınız. Kendisi kitap okuma alışkanlığını çok küçük yaşlarda edindiğini, ayrım yapmaksızın her türden kitabı okuduğunu söylüyor ve ekliyor:
“Sadece biraz okurum o kadar, okurum derken bayağı bir okurum. Yani çocukluğumdan beri okurum. Çayırda hayvan otlatırken okudum.”
Evlendiğinde kitap okumak için ortam bulamayan Engin, sırf kitap okumak için koyun beslemiş…
Çocukluğundan beri kitaplarla iç içe olan Bedriye Hanım, evlenince artık kitap okumak için uygun bir ortam bulamamaktan korkmuş. Ve bunun önüne geçmek için de koyun beslemeye başlamış. Hikayesini şu sözleriyle anlatıyor:
“Baktım komşu bir kadın hem yün eğiriyor, hem de koyunlarını güdüyor. O zaman dedim ki; benim de acilen koyun edinmem lazım. Köyde ikiz koyun buldum, onları çoğalttım, sadece kitap okumak için! Büyükbaş hayvanlarımın yanında 17 yıl küçükbaş hayvan baktım ama ben sadece kitaplarla mutlu oldum. Hayatımda sadece kitap vardı, tarlada kitap okurken dinlendirdim.”
Ve köyde doğup büyüyen, orada evlenen; yaşamını hayvancılıkla geçiren bu kadın; her zaman kitaplarla mutlu olmuş…
Bedriye Hanım, köyünden hiç çıkmadığını ve kendisini sıradan bir köylü olarak gördüğünü söylüyor.
Üç çocuk sahibi olan Engin, Bilecik Kütüphanesince birçok kez “en çok kitap okuyan yetişkin” ödülüne layık görüldü…
Bilecik Kütüphane Müdürüyle 2011 yılında pazar tezgahında satış yaparken tanışan Bedriye Hanım, farklı kitaplar okumak için tezgahını bırakıp kütüphaneye gittiğini; her gidişinde ise en az 10-15 kitap aldığını söylüyor…
Ayrıca 2013 yılında da Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğünce “Sıra dışı olur” unvanıyla ödüllendirildi…
“Ben iyi okuyucuyum. Harman zamanında bile 1 ayda 3 kitap okurum. Kitap okumadan uyumam. Hayatımın her döneminde her kesiminde kitap okudum. Kitapsız hayatım hiç olmadı.”
Hiçbir ayrım yapmadan her türde kitabı okuduğunu söyleyen Engin’in, özellikle kadınlara bir mesajı var: “Uyumak için değil, uyanmak için okuyun!”
“…Kadınların mutlaka okuması lazım, hem de çok okumalılar. Evde evlilik programı izlemek yerine kitap okusunlar. Okumayan kadınlara o kadar kızıyorum ki, çünkü ne kaybettiklerinin farkında değiller. Ben kitap okumaya başladığımda o an köyümden ayrılıyorum. O kitapta ne yazılmışsa İrlanda mı, Almanya mı orada oluyorum. Kitabı kapattığımda ise köyüme dönüyorum. Evdeki kitaplığımda yüzlerce kitabım bulunuyor.”
Birçoğumuz aşırı yoğun hayatlarımızda kitap okumak için zaman bulamıyoruz; oysa istedikten sonra her şey mümkün. Bedriye Engin’in yaşamı bizden daha az yoğun olamaz. Çünkü kendisi bir yandan üç çocuk büyütmüş, diğer yandan ise tarım ve hayvancılıkla uğraşmış… Ve değindiği nokta, daha doğrusu yaptığı tespitin ne kadar doğru olduğu konusunda hepimizin hemfikir olduğundan da eminiz: Kitap, uykuya daha rahat geçmek için değil; aksine uyanmak için okunması gereken bir objedir.
Bedriye Hanım’ı sevgiyle selamlıyoruz!
Kaynak: AA