Dün kutlanan 1 Haziran Dünya Çocuk Günü onuruna; Save The Children “Çocukluğun Sonu-2017” isimli uluslararası bir rapor yayınladı.
Rapora göre, 172 ülke; çocuklar için ölüm oranı, çocuk işçilik kanunları, şiddet tehditleri ve hastalık oranları gibi kriterler göz önünde bulundurularak değerlendirildi. Çarpıcı verilerle dolu bu rapor, çocukların büyümesi için en iyi ve en kötü olan ülkelere dikkat çekiyor.
Raporda, çocukların büyümesi için en iyi ülkeler; sağlık, eğitim ve sosyal destek konusunda oldukça başarılı. Kısacası bunlar; çocukların çocuk olmasına izin verilen ülkeler.
İşte, çocukların en az tehdit altında bulunduğu ülkelerden; en çok tehdit altında oldukları ülkelere doğru yapılan sıralamadaki ilk 16 ülke ve aldıkları puanlar:
1. Norveç – 985
1. Slovenya – 985
3. Finlandiya – 983
4. Hollanda – 982
4. İsveç – 982
6. Portekiz – 981
7. İrlanda – 980
8. İzlanda – 979
8. İtalya – 979
10. Belçika – 978
10. Kıbrıs – 978
10. Almanya – 978
10. Kore Cumhuriyeti – 978
14. Fransa – 976
14. İspanya – 974
16. Japonya – 974
Save the Children, “Çocukluğun Sonu” ismini verdiği bu rapordaki sıralamayı, sekiz göstergeyi göz önünde bulundurarak belirledi: 5 yaş altı ölüm, yetersiz beslenme, erken evlilik, eğitim, çocuk işçiliği, genç yaşta hamilelik, çatışmalar nedeniyle sürgün ve ölümcül sonuçlu aşırı şiddet. Ve sonuçlara göre, çocukluk en çok Batı ve Orta Afrika’da tehdit altında. Sıralamada son sırada yer alan ülke Nijer’ken, çocukluğun en az tehdit altında olduğu iki ülke Norveç ve Slovenya oldu. Sıralamada Türkiye ise 59. sırada yer aldı.
Save The Children’ın bu çarpıcı raporundaki çocukluk tanımı şu şekilde: Her şeyden önce oyun oynanan ve öğrenilen, bir çocuğun kişiliğinin tümüyle kendini geliştirebildiği dönem. Raporda ayrıca her çocuğun sevgiyi, eğitim hakkını ve tehditlere karşı korunmayı hak ettiği belirtiliyor. Ve çocuklar arasında en yaralanabilir, en fazla dışlanan çocukların; kız çocukları, mülteci çocukları, yoksul ve engelli çocuklar olduğu ifade ediliyor…
Save the Children’ın dün yayınladığı rapordaki bazı çarpıcı veriler ise şu şekilde:
1. Her 2 saniyede bir, bir kız çocuğu dünyaya bir çocuk getiriyor. Hamilelik ve doğum sırasında meydana gelen komplikasyonlar ise, tüm dünyadaki 15-19 yaş aralığındaki genç kadınlar için en sık görülen 2. ölüm nedeni.
2. Dünyada yaklaşık 16 bin çocuk, önlenebilir ve tedavi edilebilir nedenlerle, 5 yaşından önce hayatını kaybediyor.
3. Her gün 200 çocuk, cinayete kurban gidiyor. Aşırı şiddet, çocukların depresyona girmesine neden oluyor ve bu sebep onları okula gitmekten de alıkoyuyor.
4. Her yıl; 4 milyonu 15 yaşın altında olmak üzere; yaklaşık 15 milyon kız çocuğu 18 yaşından önce evlendiriliyor.
5. Dünyada, yaklaşık 28 milyon çocuk, yaşadığı yeri terk etmek zorunda kaldı. Çocukların 11 milyonu başka ülkelerde mülteci olarak, 17 milyonu ise kendi ülkesinde sürgün konumunda yaşıyor.
6. 5 yaşın altında olan 156 milyon çocuk yetersiz beslenme nedeniyle, büyüme bozukluğu yaşıyor.
7. Dünyadaki 168 milyon çocuk çalışmak zorunda. Bu sayı, Avrupa ülkelerinde yaşamakta olan toplam çocuk sayısından bile fazla!
8. 263 milyon çocuk okula gitmiyor. Ve bu sorunu, kız çocukları erkeklere göre daha fazla yaşıyor.
Yani rapordaki veriler açıkça şunu söylüyor: Çocukluk, dünyada yaklaşık olarak 700 milyon çocuk için, yavaş yavaş değil; hızla “sona eriyor”…
