Varlığıyla herkese ilham olan kadınların öyküleri ve başarı hikayelerine yer verdiğimiz “O Kadın” kategorimizin bugünkü ismi, Türkiye’nin ilk ve tek görme engelli diplomatı Dilek Ertürk. Eminiz onun hikayesinden çıkarılacak çok ders ve çok fazla da umut var!
Tanıştıralım; Dilek Ertürk, Türkiye’nin ilk ve tek görme engelli diplomatı.
9 Mart 1974, Ankara doğumlu olan Ertürk, 5 yaşındayken salıncaktan düşme sonucu beyindeki göz sinirleri hasar gördüğü için görme yetisini kaybetti.
Ertürk’ün diplomat olmaya karar vermesi, bir ilkokul öğrencisiyken, okuluyla birlikte engelli gençleri temsilen dönemin başbakanı Turgut Özal’ı ziyaret etmeye gitmesi sonucu oldu.
“Bu ziyaretimiz sırasında dönemin başbakanı bana ‘Ne olmak istersin?’ dedi.
Ben de ‘Avukat olacağım’ dedim.
O da bana ‘Neden avukat olmak istiyorsun?’ dedi.
Cevap olarak çevremdeki kişilere duygu ve düşüncelerimi iyi ifade ettiğimi söylüyorlar, ben de bu yeteneğimi kullanabilmek için avukat olmak istediğimi belirttim.
Buna cevap olarak Turgut Özal, ‘Biz engellilerin hukuk alanında başarılı olduğunu biliyoruz. Senin daha farklı bir meslek yapman gerekli ve ilk olmalısın’ dedi.
Ben de ‘Ne olabilir bu?’ dediğimde ‘Sen bu ülkenin ilk görme engelli diplomatı olmalısın’ dedi.”
Turgut Özal’la aralarında geçen bu konuşmanın ardından Ertürk, diplomat olmayı hedef olarak belirledi. Ve üniversitede girdiği Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü 3. olarak bitirdi.
Üniversitenin ardından ise onun için yavaş yavaş engeller başladı. Ertürk bu konuyu, “Bildiğiniz gibi görme engelliler ve diğer engelliler için kariyer hayatında farklı engeller var” diyerek açıklıyor.
Üniversite eğitiminin ardından Maden Teknik Arama’da çevirmen olarak çalışmaya başlayan Ertürk, buradan sonra da Dışişleri’nde merkez memuru olarak çalıştı. Ancak kendisi görme engelli olduğu için, alanında kariyer yapması neredeyse imkansızdı.
Dilek Ertürk’ün karşısına üniversiteden sonra birçok engel çıksa da, o bu engelleri bir bir aştı ve kendi alanında kariyer yapmayı başardı!
Dilek Ertürk’ün, farklı alanlardaki ilk iş tecrübelerinin ardından 2010 yılında AB yasalarına uyum sürecinde devlet memurluğu kanununda yapılan bir düzenlemeyle, yüzü güldü. Çünkü buna göre, artık görme ve ortopedik engelli kişiler de kariyer memurluğu yapabileceklerdi.
O yılda kariyer memurluğu için yaşı geçmiş olmasına rağmen, önceki yıllarda insan hakları alanında çalıştığı için Dilek Ertürk’ü istisnai diplomat olarak insan hakları danışmanı olarak görevlendirdiler. Ve ardından da onun için keyifli ve yoğun bir dönem başladı…
Dünyanın farklı şehirlerinde yıllarca dışişlerinde çalışan Ertürk, kendisine tıpkı hedef koyduğu gibi bir kariyer yaptı. Kendisi şu anda, Türkiye İnsan Hakları Ve Eşitlik Kurumu üyesi olarak görev yapmaya devam ediyor!
Genç kadın, bugünlere kadar süren yolculuğunu “Her yerde sınırlar var ve ben onlara çok kötü çarptım” diyerek açıklıyor. Çünkü aslında bugüne ulaşmak için, çok fazla mücadele vermiş.
“Önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan daha zor. İşte ben o önyargıları, ezberleri, bozmak durumunda kaldım.”
Görme engelli olma durumunu, tıpkı insanın uzun-kısa, sarışın-esmer, kilolu-zayıf olması gibi fiziksel bir farklılık olarak gören ve bununla gurur duyan Ertürk, mesleki hayatı boyunca meslektaşlarından “Nasıl yapacak? Yapamaz” gibi söylemler aldığını ve bunları yıkmak için mücadele etmek durumunda kaldığını söylüyor.
“İnsanlar bana ne kadar ‘Yapamaz’, ‘Nasıl olacak?’, ‘Gidemez’ dedikçe bunları teker teker yaptım ve ezberleri bozdum. Sonrasında bunları söyleyenlerin ezberleri bozuldu ve bu durum bana gurur verdi.”
“Bu yolda hiçbir zaman yalnız kalmadım, yeryüzü zaten hep bir dayanışma yeri olmuştur. Güneş doğmasa yağmur tek başına bir işe yaramaz, yağmur ve güneş olmasa topraktan bir şey alamayız, böyle ahengin olduğu bu yeryüzünde benim de hep destekçilerim oldu.”
“Beni inciten nokta insanların ön yargılarıdır, hatta mesleki rekabetten dolayı görme engellim bana karşı kullanıldığında inciniyorum.
Ama benim bir şeyleri başardıktan sonra insanların suskunluğu, hayretleri ve şaşkınlık ayrıca keyifli.”
Türkiye’nin ilk ve tek görme engelli diplomatı Dilek Ertürk, gelecek planını ise şu cümlelerle anlatıyor: “Yüreklere dokunmak, hayatlara dokunmak, bir kişinin bile hayatına dokunup ve ilham verebilirsem ne mutlu bana.”
Biz de onun anlamlı hikayesinin, ilhama ihtiyacı olan herkese “umut” olmasını diliyoruz! Kendisini de ayrıca azim ve başarılarından dolayı tebrik ediyoruz.